İnsanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlardan biri olarak kabul ettiğimiz işkencenin, birçok hayvan türünde gördüğümüz şiddet uygulamalarından farklı olarak düpedüz insan icadı olduğunu, hem de insanlaşmanın epey ileri aşamalarında, örgütlü topluma geçişle birlikte pratiğe girdiğini ve teknolojik gelişmeye paralel olarak , amaca daha iyi hizmet edecek şekilde gelişme gösterdiğini düşündükçe , yanlış çağrışımlara yol açmamak için işkenceden her söz edişimizde kullandığımız “ insanlık suçu” nitelemesi yerine “insan suçu”, yada sadece “suç” dememiz daha mı doğru olur diye düşünüyorum.
İstanbul Protokolu’nun, gelişmişlik düzeyine bağlı olmayarak hemen her insan toplumunda hala uygulandığını bildiğimiz bu ağır suçun ortaya çıkarılması, belgelenmesi, kovuşturulması ve önlenmesi adına gösterilen çabalar arasında özel bir yere sahip olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu onurlu çabaya katkı sunan, başta Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Adli Tıp Uzmanları Derneği olmak üzere bütün kurumlara, başta sevgili dostum Prof.Dr. Şebnem Korur Fincancı olmak üzere, insan hakları için uğraş vermeyi mesleklerinin temel ekseni haline getirmiş olan bütün bilim insanlarına ve insan hakları aktivistlerine Türk Tabipleri Birliği adına şükranlarımızı sunuyorum.
Prof. Dr. Gencay Gürsoy